4 Şubat 2009 Çarşamba

bence bir hikayenin ilgi çekmesi için manhattan'da geçmesi, moda ikonu insanları içinde barındırması yetiyor. gossip girl bu işi çok iyi başarıyor. her bölümde insanların %99.9 unun yaşayamayacağı supersonik şeyleri izliyorum ve garip bi şekilde çok da keyif alıyorum. sanırım biraz abartı hepimizin hoşuna gidiyor. zaten kim hergün kendisinin de yaşadığı trajik olayları bir de aksam eve gelince tekrardan izlemek ister ki? bu gossip girl fikri güsel aslında kim inkar edebilir ki...
sanırım bu abartılı yaşamlara, sosyeteye takdim partilerine vs vs alkış tutmamızı biraz da ciddi bir iş yürüten moda danışmanları sağlıyor.bazen diziyi sürekli durdurarak izliyorum kıyafetleri incelemek için :))





benim hem dizide hem normal yaşamda favorim Leighton Meester. Blake Lively erkeklerin hayalini süsleyen bir hatun olsa da o ağzında sürekli birşey varmış gibi konuşmasını, bleeir diye seslenmelerini çok itici buluyorum.kendisini ilk defa Vogue şubat sayısında hoş buldum



Ama Leighton Meester biraz da audrey hepburn temasında olduğu için daha çok hoşuma gidiyor. Minyon fiziğine 1.80 lik modellerin defilelerde giydiği kıyafetleri yakıştırmakta çok başarılı. işte benim favorilerim...





bütün abartıya, gerçekliklten uzaklığa rağmen gossip girl u heyecanla beklememi sağlayan birçok faktör var.
you know you love me...
xoxo
gossip girl

0 yorum: