23 Şubat 2010 Salı



21 Şubat 2010 Pazar

*odanızda oturup pencerenizden donmuş ormanı izleyin

*ev içinde yapmanız gereken bütün işleri halledin ve mümkünse dışarı çıkmayın...

*ama insanoğlu bi süre sonra acıkıyor ve yiyecek stoğu da bitince dışarı çıkma zorunluluğu başgösteriyor. siz siz olun ennnnn kalın şapka bere vs vs ne varsa üstüste takmadan çıkmayın

*diyelim çıktınız kafanızı önünüze gömüp ellerinizle kulaklarınızı kapatın.

*her defasında bu soğukta sokakta spor yapan, ilginç heidi nin büyükbabasının köpeği kılıklı köpeklerini gezdiren Finlere hafifçe gülümseyin ve onları sorgulamayın

*havalar 10 derce ısınınca yapacaklarınızın hayalini kurun

*sanmayın ki bu havada kayak, buz pateni falan yapabilirsiniz.... yarım saatten sonra donma tehlikeniz var... benden söylemesi

*kendinize sakinleştirici bir bitki çayı yapın ve diyin ki herşeyin bir nedeni vardır..... başka başetme yolu yok çünkü

*ölümcül soğuğa rağmen yine de kafanızı kaldırıp bi etrafınıza bakın... ve kendinizi harikalar diyarında hissedin...

* hava raporunu kontrol edin. havanın ısınacağı gün için plan yapmaya başlayın :)
5 Şubat 2010 Cuma
neden gecikti bu yazı bu kadar.... bilmiyorum sayın seyirci... belki alışma süreci belki dondurucu soğuklar. bir de bunlara eklenen bir koşuşturmaca vardı tabi. sonuç olarak 2 hafta çalmış oldum..

maceralı başladı yolculuğum. izmir-istanbul-helsinki-joensuu şekinde bir rotam vardı. bu uzun yol ilginç yol arkadaşlarıyla daha da ilginç bir hal aldı. en ilginci iranda devrimden kaçmış bir azeriydi. üçbuçuk saatlik yolculuğum boyunca durmadan konuştu birşeyler anlatmaya çalıştı. fakat ben onun türkçesinden pek birşey anlamadım. sonrasında helsinki-joensuu yolculuğum da sona erdiğinde hoş bir sürprizle karşılaştım... grevdeki finnair işçileri valizlerimi joensuu uçağına aktarmamışlardı. öğrenci danışmanlarım da çok alakadar görünmüyolardı. 2 saat sonra imkansız gerçekleşti ve kapımda bir adam valizlimle bekliyordu :)))

uçuş ve yerleşme maceralarım bu kadar ertesi bir hafta içerisnde yerleşme işleriyle uğraştım. derslerimi denkleştirmeye çalıştım. sonra ben -26 gördüm :)) soğuktan saçlarım dondu. saçların donması birşey ama yanımdaki kızların yüzlerinde saklamaya çalıştıkları kılların donduğuna da şahit oldum. sanırım bundan kötüsü olamaz :P allahtan ben atkıyla heryerimi sarmlamıştım...


şimdi ne mi yapıyorum.... bol bol kış aktivitelerine katılıyorum( cts kızak, pazar ice swimming:)), buz pateni öğrenmeye çalışıyorum, fin kültürünü tanımaya çalışıyorum, fince öğreniyorum.... veee.. en eğelnceli kısmı baharda yapacağım gezileri planlıyorum. şimdiden net olan St Petersburg gezisi var üniversitenin düzenlediği. büyük ihtimalle ona katılacağım. sonrasında kutup noktasına gitmeyi nisanda da orta avrupa, paris fink atmayı planlıyorum.... yaz gelince dee barcelona ve ibiza.... hmmm baharı iple çekiyorum...ama bugünler de çok güzel.... sadece sevdiklerimi çok özledim ve de yemek yemeyi........