26 Şubat 2009 Perşembe


hanım kızımız lily nin biraz harekete ihtiyacım var derken kendime de iğneyi batırmıştım. buna rağmen hala kendimi harekete gerçiremedim. bir iki kez bilgisayarımda kayıtlı pilates egzersizlerini yapmaya çalıştım fakat en fazla 10 dakika dayanabildim. bugün de eski model yeni plates hocası ebru şallıya ayak uydurmaya çalıştım tv8 aracılığıyla. onda da başarılı olamadım hatta ebrunun psikopat olduğunu düşündüm bu kadar ağır hareketler yapabilmek mümkün değil. tabi kendisi de programın başından insanları eğitmeye başladığını artık zor hareketler de yaptırdığını kabul ediyor yani benim de en başından başlamam gerkeiyor hareketlere.

aslında en iyisi yine psikopat olduğunu düşündüğüm eski pilates hocamın sınıfına tekrardan gitmeye başlamak. hocamız çok zorlardı bizi ama hemen hemen 1 ay gitmeme rağmen duruşum değişmiş, kendimdeki değişikliği hissetmiştim. niyetim zaten daha çok duruşumu düzeltmek ve kondüsyonumu arttırmak çünkü kendisi sanıyorum ki sıfıra çok yakın. ( 1 saat ayakta kalsam geri kalan tüm gün dinlenmek istiyorum !!!)
ayrıca artık psikopat diye insanları suçlamaktansa harekete geçsem çok iyi olcak çünkü 4 yıl içinde yaklaşık 7 kilo aldım. şimdi de kilolu sayılmam ama bikaç kilo versem hiç fena olmayacak. bunun için de en iyi yol piletesle işe başlamak ...




daha fazlası için
24 Şubat 2009 Salı

lily allen smile parçası ve eğlenceli klibiyle tanıdığım, ne şirin diye düşündüğüm daha sonra littlest things ile iyiden iyiye hayranlığımı kazanan hatun. onun hakkında yazmak neden bu kadar zor bilmiyorum. brlki krndisi de çok karmaşık olduğu içindir. her ay okuduğum ingiliz glamour dergisine defalarca kapak olmuş, bazen çok şık bazen de kendi deyimiyle totally mess!!! bir yandan çok büyük bir özgüven örneği olup, bir yandan da bloguna saatlerdir odamda ağlıyorum liposaction yaptırmam lazım tarzında yazılar yazar kendisi... tabi bunları açık açık yazmak da cesaret işidir bence.
ne olursa olsun ben kendisini seviyorum. diğer bütün çılgın insanları sevdiğim gibi. şarkıları hep aynı tonda gibi geliyor bazen ama dmek ki o ton benim hoşuma gidiyor :)
ayrıca bazen( her zaman değil) çok hoş giyiniyor ve çok hoş görünüyor. kimileri onu stil ikonu gibi görse de bence daha katetmesi gerken biraz daha yol var. liposaction yaptırmak için ağlamak çok uç bir şey fakat hanım kızımızın gerçekten biraz harekete ihtiyacı var :))(tıpkı ben gibi:))
yeni albümünü sevdim, yeni görüntüsünü de. yine kafasına estiği gibi, doğal ve içten.
yeni albümünde şu günlerdeki favorim The Fear

"I don’t know what’s right and what’s real anymore
I don’t know how I’m meant to feel anymore
When we think it will all become clear
Cuz I’m being taken over by The Fear"
love you Lily
xoxo
23 Şubat 2009 Pazartesi

almanca sınıfımın ilk günü büyük bir korkuyla başladı. ya herkes çok akıcı bir almanca konuşursa ben bakakalırsam, ya beni bi alt kura yollamak isterlerse vs vs. beynimi kermiren kurtlar bana sınıfta kendimi tanıtma paragrafı hazırlatmayı başardılar hatta muhtemelen sorulacak sorulara cevaplar bile hazırladım.
Goethe'nin önüne geldiğimde heyecandan elimi neredeyse kapıya sıkıştırıyordum. sınıfa vardığımda rahatladım. çünkü oturan etrafı seyreden sessiz bir kalabalık vardı. zaman geçtikçe orada oturan insan ortalamasına göre gayet akıcı konuştuğumu farkettim. hazırladığım metinlere pek de ihtiyacım olmadığını anladım.

sınıfımızın çoğu hoş insanlar. genelde öğrenci ve çalışan mühendisler ve almanyada üniversiteye gitmeyi planlayanlar var kursta. en azından yeni insanlar tanımak güsel.

düşüncelerimin çoğu bir alman firmasında çalışmaktan devlette çalışmaya kaymış durumda. peki ben kendimi niye almanca öğrenmeye böylesine adıyorum bilmiyorum. devletten bana verilecek net 100 tl dil tazminatı için mi? ama burda bırakırsam da yazık olacak "ben herşeyi anlıyorum ama konuşamıyorum" demeye devam etmek istemiyorum. okulda verilen 2 buçuk yıllık çabaya ve almanyada dil kursunda geçirilen yaza yazık olmasın istiyorum.


to be continued...
81. OSCARLAR’IN SAHİPLERİ

EN İYİ FİLM
Video: Slumdog Millionaire

EN İYİ YÖNETMEN
Video: Danny Boyle (Slumdog Millionaire)

EN İYİ KADIN OYUNCU
Video: Kate Winslet (The Reader)

EN İYİ ERKEK OYUNCU
Video: Sean Penn (Milk)

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU
Video: Penélope Cruz (Vicky Cristina Barcelona)

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Video: Heath Ledger (The Dark Knight)

EN İYİ ÖZGÜN SENARYO
Video: Dustin Lance Black (Milk)

EN İYİ UYARLAMA SENARYO
Video: Simon Beaufoy (Slumdog Millionare)

EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ
Video: Anthony Dod Mantle (Slumdog Millionaire)

EN İYİ FİLM MÜZİĞİ
Video: A.R. Rahman (Slumdog Millionare)

EN İYİ YABANCI FİLM
Yojiro Takita (Departures-Japonya)


hmmm slumdog millionaire i çok hint işi buşacaklarını sanmanın cezasını çekiyorum sanırım. bu bana bir çift uluslararası gidiş dönüş uçak biletine mal oldu.
neyse sansımı baska cekılışlerde denemeye dewam...
22 Şubat 2009 Pazar
ntv nin düzenlediği oscar ödül töreni anketine ben de katıldım. dürüst olmak gerekirse görüntü yöetmeni vs gibi seyleri geçen gün çalınan oscar ödül listesinden çarptım tam doğruluğuna inanmıyorum ama başka sansım da yoktu.
şimdi oscarlar bu listeye gitsinnnnn ve de ntv nin en iyi tahmini yapanlara thy ile bedava uluslararası uçuş ödülü de bana gelsinnnn


OSCAR 2009


FİLM
The Curious Case of Benjamin Button

YÖNETMEN
Danny Boyle - Slumdog Millionaire

ÖZGÜN SENARYO
Dustin Lance Black - Milk

UYARLAMA SENARYO
Eric Roth - The Curious Case of Benjamin Button

KADIN OYUNCU
Kate Winslett - The Reader

ERKEK OYUNCU
Mickey Rourke - The Wrestler

YARDIMCI KADIN OYUNCU
Penélope Cruz - Vicky Cristina Barcelona

YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Heath Ledger - The Dark Knight

GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ
Wally Pfister - Dark Knight

MÜZİK
Slumdog Millionaire - A.R. Rahman

YABANCI FİLM
Yön: Ari Folman (Vals Im Bashir - İsrail)

bu ayın ilham perileri serge gainsbourg ve jane birkin. her ne kadar çarpık bir ilişkiye sahip de olsalar bence yanyana çok hoş duruyolar. zaten çılgın insanlar beni her zaman cezbetmiştir.
birkin için çoğu insan sadece serge gainsbourg ile tanıştığı için çok sanslı olan fakat pek de yetenekli olmayan bir güzel hatun yorumunu yapsa da ben buna katılmıyorum. şu anda 80 ine yaklaşmış olan Birkin birçok filmde rol almış ve benim zevkle dinlediğim sarkılara imza atmış. o meşhur je taime sarkısını serge gainsbourgla seslendirmese belki bu kadar ünlü olmazdı ona diyecek bir şeyim yok tabiki. şarkıda ikilinin gerçekten de birlikte olduğu dedikoduları var. ki bence de
%90 böyle :P
ikilnin çocukları charlotte gainsbourg un filmi "Merci La Vie" martı başında desem sinemasında gösterilecek. bu iki çatlak ebebeyne yakışacak kadar çatlak olan bu kızın filmini sabırsızlıkla bekliyorum...
uzun bi süredir seferiydim. zaten 3 hafta olan tatilimi kuzenimin nişanına giderek, babamın yanına giderek daha sonra da antalyadaki evimde tükettim. evimizin çok yakınına yıldırım düşmüş apartmanımızdaki çoğu elektrikli alet çalışmışyordu. bizim evin şanslı talihlileri uydu ve MODEM oldu. kısacası 3 haftadır pek bişey yazmamamın sebebi bu...
bugün sabah 7 gibi egenin incisi güsel izmire ulaştım. bu sefer tek başımayım, garip ama güsel değişik bir his. şu saate kadar deyim yerindeyse ırgat gibi çalışarak evi temizledim ve posta posta çamaşır yıkadım. yalnızlığın zor tarfı temizliği tek başına yapmak :(( (italyaya sewgiler :))
her döneme yeni bir umutla başlarım ben. ama bu sefer biraz daha farklı. daha umutlu hissediyorum. değişik şeyler olacak hissediyorum.

bu dönem için planladığım şeyler listesi

1-)almancamı alman kültürde geliştirmek (bu şimdiden oldu yarın başlıyorum :))))))

2-)artık sualtına başlamak (yılların ertelenen etkinliği inşalla bu sene nisan sonlarında fln gerçekleşecek)

3-)spora başlamak (spor salonuna mu yazılsam pilatese mi başlasam kararsızım)

4-)daha çok kitap okumak (mümkünse ders kitapları dışında)

5-) daha planlı hareket edip herşey için vakit yaratmak

6-)şehirlerarası yolculuklar yapmak (özellikle istanbul)

7-)herşeyin bilincine vararak yaşamak, zamanın ben farkında olmadan akıp gitmesine izin vermemek

8-)daha güzel yemekler yapmak, güsel restorantlara gitmek

9-)sewgilimle daha dolu dolu kaliteli vakit geçirmek, aramızdaki anlaşmazlıkları gidermek

10-)daha düzenli ders çalışmak böylelikle sınav zmanı kendimi paralamamak

11-)party party party lere daha sık gitmek (öğrencilik bitmek üzere ben hala bi kurtlarımı dökemedim)

12-)bu dönem notlarımı en yüksek dereceye çıkarmak ve ders bırakmamak

13-)arkadaşlarıma zman ayırmak

14-)fotograf çekmeye başlamayı da çok istiyorum ama bu biraz daha bekleyebilir

15-)bakıma, giyime daha çok özenmek yoğun olduğum zmanlarda oğlan çocuğu gibi dolaşmamak

16-)blugumu daha düzenli tutmak.....

işte böyle... bu dönem sonunda bi analiz yapalım bakalım kaçta kaçı tutmuş
xoxo
4 Şubat 2009 Çarşamba

bence bir hikayenin ilgi çekmesi için manhattan'da geçmesi, moda ikonu insanları içinde barındırması yetiyor. gossip girl bu işi çok iyi başarıyor. her bölümde insanların %99.9 unun yaşayamayacağı supersonik şeyleri izliyorum ve garip bi şekilde çok da keyif alıyorum. sanırım biraz abartı hepimizin hoşuna gidiyor. zaten kim hergün kendisinin de yaşadığı trajik olayları bir de aksam eve gelince tekrardan izlemek ister ki? bu gossip girl fikri güsel aslında kim inkar edebilir ki...
sanırım bu abartılı yaşamlara, sosyeteye takdim partilerine vs vs alkış tutmamızı biraz da ciddi bir iş yürüten moda danışmanları sağlıyor.bazen diziyi sürekli durdurarak izliyorum kıyafetleri incelemek için :))





benim hem dizide hem normal yaşamda favorim Leighton Meester. Blake Lively erkeklerin hayalini süsleyen bir hatun olsa da o ağzında sürekli birşey varmış gibi konuşmasını, bleeir diye seslenmelerini çok itici buluyorum.kendisini ilk defa Vogue şubat sayısında hoş buldum



Ama Leighton Meester biraz da audrey hepburn temasında olduğu için daha çok hoşuma gidiyor. Minyon fiziğine 1.80 lik modellerin defilelerde giydiği kıyafetleri yakıştırmakta çok başarılı. işte benim favorilerim...





bütün abartıya, gerçekliklten uzaklığa rağmen gossip girl u heyecanla beklememi sağlayan birçok faktör var.
you know you love me...
xoxo
gossip girl
normalde tam bir şehir insanıyım. şehirden uzak yaşamak kendi meyve sebzemi yetiştirmek çok sessiz bi ortam vs hiç bana göre değil. ama şu an şirincede olmak istiyorum ya artık yaşalnıyorum ya da çok yorulmuşum...



3 Şubat 2009 Salı



http://leloveimage.blogspot.com/
çok ilginç bir blog buldum benim fikrimi çalmış farkında olmadan aslında :)) ben de SATC ye sırf bu sözleri not almak için yeniden başlamayı ciddi ciddi düşünmekteydim bi aralar. sonuçta dersler ve de atalet galip geldi-benim iş olmadı. ama blog sahibine teşekkür ediyorum zira çok hoşuma gitti...

http://carries-questions.blogspot.com/

işte en sevdiklerim

I couldn't help but wonder why are we should-ing all over ourselves?

I couldn't help but wonder To be in a couple, do you have to put your single self on a shelf?

I couldn't help but wonder do we really want these things (marriage and children), or are we just programmed?

I couldn't help but wonder when it comes to bags, men, and cities, is it really what's outside that counts?

I couldn't help but wonder if models could cause otherwise rational individuals to crumble in their presence, exactly how powerful was beauty?