1 Temmuz 2009 Çarşamba
selam blog
uzun süredir yazışmıyoruz ama bir süredir antalyaya uyum sağlamaya çalışıyorum. gelip söyle her gün plajda yayılasım vardı ama staj ayarlama çalışmalarım yüzünden hayallerimi gerçekleştiremedim.
bir tek dün kendim için bir şey yaptım ve aspendos opera ve bale festivaline Romeo ve Juliette i izlemeye gittim. aspendos gerçekten çok büyülü bir yer. orada böylesine büyülü bir opera izleyebildiğim için çok şanslıyım.
ama 5 perdelik opera 21.30 da başlayıp saat 1 de bitince dönüş dervisinde de olay çıktı. kendini bilmez bir adam -kendini otobüsün muavini sanıryordu herhalde- "siz gelirken orada oturmuyordunuz. şimdi oradan kalkın burda gelenler oturacak siz de nasıl dönecekseniz dönün" şeklinde resmen saldıran bir tavırla ve de en gıcık olduğum kısım parmağını sallayarak üzerimize gelmeye başladı. bu arada otobüste hiç kimse geldiği yerde oturmuyordu ve bu adam bu kuralı kendi kafasından uydurmuştu. ve bize zaten şöför orada oturmamızı söylemişti. ben de açtım ağzımı yumdum gözümü. ne operanın büyülü havası kaldı ne birşey....
en gıcık olduğum insan tipi işte bu adam gibiler. kendi kafalarından kurallar uydururlar. kendi minik egolarını tatmin etmek için kahramanlık, liderlik rolüne soyunurlar ve hiç tanımadığı insanları yönlendirmeye çalışırlar. bu insanlar işi gücü olmayan, genelde ortayaş üstü amcalar ya da süslü teyzeler olurlar. hiç tanımadığı insanlarla yüzgöz olmaya, onları yönlendirmeye çalışmaya bayılırlar. tamam belki hayatlarından sıkılmış olabilirler. yapacak işleri de olayabilir. ama kimsenin kafasından kural uydurup, insanların sinirini bozmaya hakkı yok. kurallara karşı ortalama bir insandan 10 kat daha duyarlı olmama rağmen bu insanlar gelip hep beni bulur. yaşlı başlı insanları bozmak da hiç rahatlatıcı bir şey değil ama bu tipte insanlar sustukça gereksiz tepkilerinin dozunu arttırıyolar....
herneyse. bazen varılacak yer değil yolculuk önemlidir derler :))))) ama ben romeo ve julliette den daha çok bahsedebilmeyi tercih ederdim
diğer bir önemli not operaya gelenlerin %10 u türk ise %90 ı turistti. ne acıdır ki insanlar dizinin dibindeki fırsatlarla ilgilenmiyorlar ama başka kıtalardan başka ülkelerden insanlar böyle şeyleri hiç kaçırmıyorlar.
ben de turist kafilesinden almanlarla tanıştım. ağzımı açtım ama almanca kelimeler bir türlü dökülemedi.... konuşulanları sorunsuz anlasam da artık almanca konuşamıyorum bunu anladım.
offf blog offf moralim bozuldu....
uzun süredir yazışmıyoruz ama bir süredir antalyaya uyum sağlamaya çalışıyorum. gelip söyle her gün plajda yayılasım vardı ama staj ayarlama çalışmalarım yüzünden hayallerimi gerçekleştiremedim.
bir tek dün kendim için bir şey yaptım ve aspendos opera ve bale festivaline Romeo ve Juliette i izlemeye gittim. aspendos gerçekten çok büyülü bir yer. orada böylesine büyülü bir opera izleyebildiğim için çok şanslıyım.
ama 5 perdelik opera 21.30 da başlayıp saat 1 de bitince dönüş dervisinde de olay çıktı. kendini bilmez bir adam -kendini otobüsün muavini sanıryordu herhalde- "siz gelirken orada oturmuyordunuz. şimdi oradan kalkın burda gelenler oturacak siz de nasıl dönecekseniz dönün" şeklinde resmen saldıran bir tavırla ve de en gıcık olduğum kısım parmağını sallayarak üzerimize gelmeye başladı. bu arada otobüste hiç kimse geldiği yerde oturmuyordu ve bu adam bu kuralı kendi kafasından uydurmuştu. ve bize zaten şöför orada oturmamızı söylemişti. ben de açtım ağzımı yumdum gözümü. ne operanın büyülü havası kaldı ne birşey....
en gıcık olduğum insan tipi işte bu adam gibiler. kendi kafalarından kurallar uydururlar. kendi minik egolarını tatmin etmek için kahramanlık, liderlik rolüne soyunurlar ve hiç tanımadığı insanları yönlendirmeye çalışırlar. bu insanlar işi gücü olmayan, genelde ortayaş üstü amcalar ya da süslü teyzeler olurlar. hiç tanımadığı insanlarla yüzgöz olmaya, onları yönlendirmeye çalışmaya bayılırlar. tamam belki hayatlarından sıkılmış olabilirler. yapacak işleri de olayabilir. ama kimsenin kafasından kural uydurup, insanların sinirini bozmaya hakkı yok. kurallara karşı ortalama bir insandan 10 kat daha duyarlı olmama rağmen bu insanlar gelip hep beni bulur. yaşlı başlı insanları bozmak da hiç rahatlatıcı bir şey değil ama bu tipte insanlar sustukça gereksiz tepkilerinin dozunu arttırıyolar....
herneyse. bazen varılacak yer değil yolculuk önemlidir derler :))))) ama ben romeo ve julliette den daha çok bahsedebilmeyi tercih ederdim
diğer bir önemli not operaya gelenlerin %10 u türk ise %90 ı turistti. ne acıdır ki insanlar dizinin dibindeki fırsatlarla ilgilenmiyorlar ama başka kıtalardan başka ülkelerden insanlar böyle şeyleri hiç kaçırmıyorlar.
ben de turist kafilesinden almanlarla tanıştım. ağzımı açtım ama almanca kelimeler bir türlü dökülemedi.... konuşulanları sorunsuz anlasam da artık almanca konuşamıyorum bunu anladım.
offf blog offf moralim bozuldu....
0 yorum:
Yorum Gönder