14:03 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
slm sevgili blogum
bu da geldi geçti sonunda artık üçüncü sınıfın ilk yarısı bitti. sevineyim mi üzüleyim mi bilemiyorum zira son sınavım tam bir felaketti geçme şansım da mucizelere kalmış... bunların da ötesinde okulu uzatmış bir abimizden bizim bölüm mezunlarından sadece 4 tanesinin iş bulduğunu öğrendiğimde okul hiç bitmesin istedim.
bu bağlamda üçüncü sınıfın 2 yarısına girmekle hepimiz üçbuçuk olduk :PP
okul bitince hemen çalışmak da istemiyorum doğrusu. son sınavımdan kalmayacak olsaydım seneye erasmus yapıp okulu uzatmak gibi çılgın fikirlerim vardı artık bu ihtimal benden biraz uzakta...
onun yerine yurtdışında MBA yapmayı çok istiyorum aslında. hadi o da olmadı 5-6 ay staj yapmayı. biraz uzaklaşmak istiyorum galiba.çünkü zaten ne üniversitede okuduğumu anlayabildim ne de hayatın tadını çıkarabildim su okulun boğucu zorluğu yüzünden...
bilmiyorum okulumuzun dekanı bile gençler boşuna iş aramayın burslara falan başvurun dedikten sonra bize de bunu sorgulamak düşmüyor bu kriz ortamında...
nedir bu 87 kuşağının çektikleri? herşeyin altında bir hayır vardır da diyemiyorum artık nedense...
24 Ocak 2009 Cumartesi
19:06 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
kadın milleti...
beni bazen büyülüyor bazen de çok kuşkulandırıyor. resimdeki şey ne kadar doğrudur acaba gerçekten iyi arkadaş rehberi var olabilir mi? kimse arkadaşına böyle bir şey kondurmak istemez ama aslında hangi kadın böyle bir şeyi yaşamamıştır ki...
hayatınızda yaşadığınız en güzel şeyleri paylaşırken laf garip bir şekilde birden alaksız bir şeye kaymadı mı hiç? ya da saatlerce ağlamış şişmiş gözlerle arkadaşınızla buluşmaya gittiğinizde arkadaşınızın sizinle ne kadar mutlu olduğunu tüm detaylarıyla paylaştığı olmadı mı? ama aynı zamanda bu insan hastalandığınızda bize bakmış, gülmekten karnınız ağrıyana kadar iyi vakit geçirtmiştir muhtemelen...
bunlar biraz uç örnekler ama bunları yaşamamış birinin varolduğuna inanmıyorum. kadınların dünyasında bunlar hiç de şaşırtıcı değil nedense. belki ben sıkıldım sıkıldım uçmak istiyorum ve de kimseyle yarışmak is-te-mi-yo-rum. neden araya en ufak bir çıkar girdiğinde ya da birinin diğerine üstünlük sağlayacağı en ufak bir şey olduğunda kadınlar bunu tehdit olarak algılar? bu alanda konular sınırsız: güzellik, kilo, dersler, başarı, kariyer, erkek arkadaş, para vb...
tek suçlu kadınlar da değil aslında. ailelerimiz, öğretmenlerimizden tutun sokaktaki adama kadar herkes bu yarışın fitilini ateşleyip duruyor.ayşenin güzelliği, fatmanın notları, ayselin parası,...nın sewgilisi hep bize tekrarlanır durulur. ne şanslıyım ki henüz bir bebekken bile kıyaslanacak birini bulmuşlar bana. o günlerde konular iştahlarımız, işeme sıklığımız falanken sonradan konular onun güzelliği benim güzelliğim onun işi benim gücüm vs vs ye geldi. mükemmel kız yarışmasında yarışmacı sayıları hiç durmadan arttı ve duracak gibi de gözükmüyor.
kimsenin kimseden bir üstünlüğü yok bence
o zaman neden yarışıyoruz????
23 Ocak 2009 Cuma
22:04 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
1-)çalışmak isteyebilmem için ilham verici bir masaya
2-)hatunların giydiği şaheser ayakkabılara
3-)huzurlu bir uykuyaa...
4-)şevkate...
5-)sınavlarımı güzel notlarla geçmeye
6-)hayalimdeki şeyleri gerçekleştirmek için paraya
7-)
8-)
9-)
.
.
.
2-)hatunların giydiği şaheser ayakkabılara
3-)huzurlu bir uykuyaa...
4-)şevkate...
5-)sınavlarımı güzel notlarla geçmeye
6-)hayalimdeki şeyleri gerçekleştirmek için paraya
7-)
8-)
9-)
.
.
.
20 Ocak 2009 Salı
13:01 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
almanca keşke almanyadayken çalışılan bişiy olsa ben de bunca sınavın arasında ona girmek zorunda olmasam ne de güsel olurdu...
18 Ocak 2009 Pazar
13:39 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
sınav haftası..
her öğrencinin kabusu sıkıldım daraldım bunaldım demek için işlerin daha çok başındayım zira ilk sınavım yarın-EU integration- herşeyi biliyorum gibi geliyo :P
ayrıca almanya son dönem analizi projemin sadece başındayım ama yetişeceğinden öyle eminim ki... cahil cesareti bu olsa gerek
12 Ocak 2009 Pazartesi
01:18 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
Soul Mate; two little words, one big concept; a belief that someone somewhere is holding the key to your heart, and your dream house. All you have to do is find them - so, where is this person? And if you do love someone, and it didn't work out, does that mean they weren't your soul mate? Were they just a runner up contestant on this game show called "Happily ever after"?
And as you move from age box to age box, and the contestants get fewer and fewer are your chances of finding your soul mate less and less?
Soul Mate; reality...or torture device?
11 Ocak 2009 Pazar
08:54 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
haytımda en çok istediğim şeylerden biriydin sen tchibo caffismo... 2009'a girmeden hemen önce evimdeki yılbaşı ağacının altında buldum seni. Kocamandın hediye paketi halindeyken hiçbirşeye benzetememiştim. sonra da zaten merak galip geldi sabahın köründe gitttim açtım paketi. Sen mi çok güseldin seni bana hediye eden insan mı çok güzeldi bi türlü karar veremedim. Bu kesinlikle ilk görüşte aşktı sadece ondan eminim :))))
Artık sana bağımlı hale geldim. hergün 2 kere kahve 1 kere köpürtülmüş süt içmezsem kendimi eksik hissediyorum. yakında o kahveler miğdemi delmeye teşebbüs ederse hiç şaşırmayacağım.
bir de Tchibo çekilişinde Brezilya seyehatini ben kazanırsam mutluluktan uçarım kanımca :))))
10 Ocak 2009 Cumartesi
11:57 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
90'lı yılların garip grubu grup vitaminin bir şarkısı vardı. Sözleri 'Bu sabah yine her sabahki gibi sıkıldım İstanbul'dan moralim bozuk cereyan kesik hele bir de sen yoksun ya çok yazık...' şeklindeydi. İstanbul u atıp İzmir yapsak tam günümü özetlerdi bu şarkı sözleri. Bugün dedemin ölüm yıldönümü...umarım cennettesindir dedeciğim huzur içinde uyu...
içimin mütemadiyen sıkılmasının tek nedeni bu da değildi. Yaklaşan sınav haftam, bitmesi gereken proje ödevlerim, çıkarmam gerken özetler, genel gelecek kaygıları vs vs derken kendimi ege üniversitesinin kütüphanesine attım. Evde mümkün değil kendimi toparlayamıyorum dikkatim dağılıyor en iyisi böyle oldu herhalde. 21 yaşındaki hayat dolu kızın cts gününün hazin aktivitesi diye düşünürken bir baktım hiç de yalnız değilmişim. hatta yer bulmakta zorlandım diyebilirim.orda da bütün gün uyumak istedim sonra oturdum hesapladım zaten 11 saat falan uyumuşum. nedir bu bendeki sınav dönemi uyku hırsı anlayabilmiş değilim.Geçecek gidecek üç hafta sonra tüm bu garip haller tek tesellim de bu zaten...
sonra eve geldim cereyanlar kesildi eee bütün gün içimden söyledim söyledim sonunda başardım çağımızın felsefesi Secret seni burdan saygıyla anıyorum.
trajikomik...
9 Ocak 2009 Cuma
11:29 | Gönderen
salomé |
Kaydı Düzenle
Çok uzun zamandır yapmak istediğim birşeydi blog yazmak. Burda yaşadıklarımı, beğendiğim seyleri daha ziyade unutmamak amacıyla aktarmak istiyorum. ee o zaman hepimiz hoşgeldik :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)