30 Mayıs 2009 Cumartesi
yine sınavlar geldi çattı. hatta bugün 4 tanesine birden girdim. yarın 3 tane daha var. sonraki hafta asıl finaller. haziranın 19 u gelecek mi hiç bilmiyorum. bu sefer daha zor. çünkü çalışabilme yeteneğimi kaybettiğimi düşünüyorum. 3 sayfa okuyorum ve terlemeye, kaşınmaya başlıyorum. eskiden kütüphaneler imdadıma yetişirdi artık kütüphaneye gitmek bile işe yaramıyor.



bu fiziksel tepkileimin sebebi sanırım gelecek kaygısından kaynaklanıyor. erasmusun tersine tepmesinden geçtim, bugün 30 mayıs ve benim hala yazın staja gidebileceğim bir yer yok. ve artık okulun bitecek olması ve benim kafamda hiçbirşeyin net olmaması da diğer ağırlaştırıcı faktörler.

master için bir şansım olabilmesi için notlarımı yüksek tutmam gerekiyor. :((((

lütfen ulvi bir güç bana yardım etsin. sıkıntılarımı hafifletsin motive olmam için yardımcı olsun...

su dönemin ortalamasını 3 ıle kapatabilirsem ve açıköğretimlerde fire vermezsem ilk başta kendimi şımartıcam sonra da cevremdeki çocukları



p.s. bilimsel seviyeye yaklaşmış bir insan olarak hala adak adamadan duramıyorum :)))
26 Mayıs 2009 Salı

gördüğüm en güzel şehir... yarın sana geliyorum..


25 Mayıs 2009 Pazartesi

23 Mayıs 2009 Cumartesi
54 yaşında olmasına rağmen hala çok güzel ve tarz sahibi bir kadın. tavsiyelerine kulak kabartmak lazım ;) she definetely has that certain je ne sais quoi :))


Lessons in Sex Appeal by Carine Roitfeld




1. Don't work too hard when you're young.
"It's like when you squeeze a lemon too hard, you run out of juice. Me, I have plenty of juice." (ben kesin bittim şimdiden o zaman )

2. If you have figure flaws, move around a lot so people don't notice them.
"If you don't have perfect ankles, still you can move your legs in a certain way and look very sexy."

3. Don't do drugs or hit people.
"I don't want pictures with violence, I don't want drugs, I don't want horrible things like that."

4. Also, cigarettes are so last year.
"Me, I don't smoke. Smoking can be a beautiful gesture for a picture. But it's easy — it's too easy — to make a beautiful picture with a beautiful girl smoking a cigarette. And what is the picture saying, when you have a beautiful girl and she has a beautiful outfit and a beautiful handbag, and a cigarette? No. We have to find a new gesture, I think. Because smoking, it is not good for you. Or for your teeth."

5. Take your clothes off.
"I like to have something every month that is — how you say? — not politically correct. A little bit at the limit. Sex, nudity, a bit rock 'n' roll, a sense of humour. That is very French Vogue."

6. Draw style inspiration from ugly outfits you see in airports.
"Sometimes, when you go to airport and look at the people, you see the worst looks — but the worst looks can give you more ideas than the best looks."

7. Above all else, please the young people.
"When you get older, you have to stay a bit rock 'n' roll so that young people will still be interested in you. The way you move, the way you talk, maybe the way you have your hair in your face a little bit — this keeps you interesting."
22 Mayıs 2009 Cuma
güleriz ağlanacak halimize....
Sonunda Türkiye Vogue çıkıyor. kim editörlüğünü yaparsa yapsın ben sadece bu haberden bile çok mutlu oldum :))

editörlük için 2 isim konuşuluyor Ece Sükan ve Gülse Birsel. bir Vogue editörü nasıl olur yani hangisi olmalı yı araştıracak olursak Devil wears Prada yı bir hatırlamamız gerekiyor.


filmdeki katı zalim editör Miranda karakterinin ilham kaynağı ABD Vogue dergisinin editörü Anna Wintour. bence Türkiye Vogue un başına da böyle biri geçmeli. adaylarının ikisinin de zaten dergicilik konusunda tecrübesi var. am ben bu katı editör başlığının altında Gülse Birsel daha uygun durur fikrindeyim. Ece Sükan zaten süper ve tabiki de Vogue un moda editörlüğünü Ece Sükan yapmalı. ama editörlük için ben oyumu(!) Gülse Birsel e veriyorum :)))




iki resim arasındaki farkı bulun :)

21 Mayıs 2009 Perşembe
*denizden hiç çıkmamak :))


*izmirde olduğum her haftasonu çeşmeye gitmek


*ve orada windsurf öğrenmeye yetecek finansal kaynağı bulmak


*fötr şapkaları hiç çıkarmamak


*antalyadayken beachparkta gece gündüz keyif yapmak



*beyaz güneş gözlüğü almak



*gladyatör sandalları giymek






İSTİYORUM...



dünya böyle olsaydı hakikaten türkiye bilekte topuklu çizme mi olurdu??














Kate Moss bu kolleksiyon için ilhamını geçen yaz yaptığı seyehatlerden almış. zaten bu uzun küpeler geçen yaz kapalıçarşıdan aldığı küpelere benziyor.
pırıltı detayı yine çok kullanılmış. benim genel olarak hoşuma gitti. ama kate moss gözleri kısık ağzı açık pozdan başka bir poz veremiyor mu diye düşünmüyor da değilim :)))

19 Mayıs 2009 Salı


önümüzdeki 5 yıllık kalkınma palnımın içinde sen de varsın kırmızı mini

sabret az kaldı...



hep yaşlılığım nasıl olur hayal etmiştim. ama bu resmi görünce nasıl olacağına karar verdim.
teyzecim büyüyünce sen olabilirmiyim?

yine dopdolu bir programla karşı karşıyayım. 30-31 mayıs acık ogretim finalleri, 8-19 haziran ise uluslararası ilişkiler finalleri.

... ve ben sayfa açmış değilim. sadece spontane bir biçimde bitirme sunumlarımı yapıyorum. 1 sunumum kaldı.

herşeye rağmen ben bütün gün evde oturdum. hiçbir ele gelecek iş yapmadan. nedir bu atalet ve insana nasıl yapışır, yapışınca neden bırakmaz?

şu saçma sınavlara da girdikten sonra 3. sınıf da bitmiş olacak. bölümümle ilgili şu an hiçbir hevesim yok. başka birşey ile ilgili de....

birşey beni sanki durduruyor...

En güzel deniz:
Henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk:
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum sözdür...
Nazım Hikmet Ran
17 Mayıs 2009 Pazar


I don't know where my life is going or where it's taking me... But I am so glad it has brought me here...
11 Mayıs 2009 Pazartesi



old olacaksam da en azından bu anlamda old olayım :)))))







geçen gün eski arkadaşlarla buluştuk. bana ısrarla ne oldu ne oldu diye sordular.


dedim bir şey olmadı ??


dediler ama biraz şey gibisin


dedim ney gibiyim


dediler durguuuuuun. bi olgunluk çökmüş üzerine




düşünüyorum da bir şey olmuş hakikaten. çünkü en iyi farkı uzun zmandır görmediğin insanlar gözlemleyebiliyor. ben gerçekten de bir zamanlar fırtınalar estirirdim :))) üni hazırlık yılının ilk evrelerini alalım ele mesela. bana sen de deli şeyler yapmıştın yurt kurallarını bize de zorla çiğnetmiştin uyarı almıştık ama ne komikti hatırlıyomusun dediklerinde cevabım "yooooo" oldu. ve daha hatırlamadığım nice şeyler olmuş o gün öğrendim. aslında o gün öğrendiğim en önemli şey kendime bir dönüp bakmam gerektiğiydi.



neden 21 değil de 30 yaşında gibi davranıyordum?? neden yarın nasıl eğlenebilirim diye düşünmüyor da nasıl bir düğün yapacağımı, kaç çocuk yapacağımı, onların mesleklerini ve hangi okullara gideceklerini planlıyordum?? ki bunlar benim olmaktan en çok korktuğum şeylerdi. (kendini feminizme yakın sayan biri olarak). bu durgun ve olgun duruş da sanırım bu düşüncelerin yaydığı pozitif(!) enerjiden kaynaklanıyor.



neden.... hmmmm. bilmiyorum... Muhtemelen bu yukarda saydıklarım bugün yakınlarda olabilecek olsaydı korkar kaçardım. aslında daha önemlisi sorunun ilk kısmı .... yarın nasıl eğlenebilirim diye hiçbir düşüncem yok. ya da çok nadiren suyüzüne çıkıyorlar. (2. pozitif enerji kaynağı)




i have to change immediately.....





p.s bu resim tamamen kendi kendimi tiksindirmek için konulmuştur.
10 Mayıs 2009 Pazar
bu hafta bahar şenlikleri başlıyor. dokuz eylülden çok egeninkine iştirak edeceğim sanırım çünkü uzun zamandır yapmak istediğim birşey olacak... açık hava sinemasında film gösterimleri :)))

izmirde eskiden her semt te açık hava sinemaları varmış. akşamları bayanlar ve baylar şık bir şekilde giyinip sinemalara gidermiş. geçenlerde kuaförde karşılaştığım bir kadın anlattı bunları bana... şimdi ise heryer beton yığını. keşke o zamanların izmirinde yaşama olanağım olsaydı. ama olsun şimdilerin izmirinde de yaşamak çok güzel.

gösterilecek filmler de hiç yabana atılacak gibi değil. ne zmandır görmek istediğim devrim arabaları, deli deli olma ve hayat var. son derece bayık geçen nisan ayından sonra, sonunda biraz eğlenebileceğim gibi duruyor...














mavi ile morun birleşimi,saks mavisi tavuzkuşu tüyü temsı, 80ler.... ilk ikisi dışında diğerleri bana biraz yabancı ama yine de burdan bakınca çok güzel gözüküyor....




8 Mayıs 2009 Cuma

7 Mayıs 2009 Perşembe

şu günlerde;

*yana yakıla staj arıyorum. hedefim uluslararsı bir firmada dış ilişkiler ya da dış ticaret bölümüne girebilmek. ama güzel ülke türkiyemizde herkesin bir "amcası" olduğu için dürüstçe, uzun zaman harcanarak yapılan staj başvuruları pek de dikkate alınmıyor nedense. Biri de bana yardım etsin mümkünse...

*diyetteyimmmmmmm. salata ve etiform yiyorum. cindy crawford ile new dimensions cd sini çalışıyorum. 19 mayısa kadar etkisini göstermesi lazım. yoksa.....

*okulumuzda international week var ona katılıyorum. avrupan hocalar gelip konularında bir hafta ders veriyolar. benim aldığım dersler democracy and human rights ve public sphere. onlar bile ödev verdi. delirticek bu bölüm beni....

*erasmus sonuçalrını bekliyorum. % 90 gidmeyeceğim. ama yine de beklemek sinir bozucu
kontejan ı bir kişi ile kaçırmak daha da sinir bozucu

*uzun zmandır ilk defa evde boş boş oturabiliyorum. insanın evde salaklandıkça salaklanası geliyor. ev hanımları neden ağırkanlı davranır şimdi çözdüm

*geleceğimi planlamaya çok kafa yoruyoyum. sanırım kafam yakında patlayacak

*çok parasızım

*sinirliyim. herkesin kalbini kırıyorum. üzgünüm affedin

*blog um ile daha çok ilgilenmek istiyorum

*bodruma gidesim var.

*çok şansa ihtiyacım var......
6 Mayıs 2009 Çarşamba
gözlerime inanamadım bu reklam istanbulda çekilmiş

almanyadan döndüğümden beri defalarca rüyalarımda H&M de alışveriş yaptığımı gördüm. belki de en çok özlediğim şeylerden biri H&M. istisnasız hergün köşedeki mağazasına girer birşey almasamda bakmadan duramazdım. şimdi 2009 yaz kolleksiyonunu görünce içime bir acı saplandı.... biri bana uçak bileti alsın gitmem lazımmmm